2.1.2.2. Bâkillânî ve İ‘cazu’l- Kur’ân Adlı EseriBelagat ilmiyle alakalı önemli çalışmalar yapan ve Ehli-Sünnet eko-lünden olan, kelamcı, Muhammed b. Tayyip, Ebu Bekir el-Bâkillânî’dır. Basra’da doğmuş. Doğum tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla be-raber (ö.330/941) yılı civarında doğduğu sanılmaktadır. Atalarından biri bakla ticareti yaptığından, İbnu’l-Bâkillânî künyesiyle anılmış sonraları ise Bâkillânî diye meşhur olmuştur.55 Bâkillânî Ebû Hasan el-Ensari’nin, tale-belerindendir. Bâkillânî, Belagatle ilgili üç eser yazmıştır. Bunlar “İcazu’l-Kur’ân”, “Kitabu’l-İntisar Nakli’l-Kur’ân” ve “Kitabu’Temhi’dir.” Bunların en önem-lisi İ‘cazu’l-Kuran’dır. Bâkillânî, bu eserde Kur’ân’ın i‘caz yönlerini üç’e ayırmıştır.561-Gaybtan sadık haber vermesi. 2- Geçmiş ümmetlerin kıssa-larından haber vermesi. 3- Belagatın en üst seviyesinde olması. Bakillanî, Kur’ân nazmının î‘caz yönünü şu noktalarda tezahür ettiğini ifade etmekte-dir. 1. Kur’ân’ın genel nazmının i‘cazı: Kur’ân’ın, beşerin alışılmış kelamının dışında bir tarzda olması, değişik konuları dile getirirken hiçbir yerinde be-lagatin en üst seviyesinden kopmaması.2. Kur’ân’ın üslup î‘cazı: Teşbih, is-tiare ve diğer belagatle ilgili üslupları dile getirirken bunu en güzel şekilde dile getirmesi. 3. Kur’ân’ın kelime bakımından i‘cazı: Kelimelerin, İslam ön-cesi dönemde alışılmamış manada kullanılması. 4. Kur’ân’ın harfleri bakı-mından i‘cazı: Arap alfabesinde yirmi sekiz hece harfi varken, Kur’ân’daki 28 sûre Huruf-u mukattaa ile başlamıştır. Bu Huruf-u mukattaa hece harf-lerinin yarısına(14) tekabül etmektedir. Bakillanî Kur’ân’da geçen belagatle ilgili unsurları on başlık altında ele almaktadır. Bunlar: 1. İcâz 2. Teşbih 3. İstiare 4. Telaum 5. Favasıl 6. Teca-nüs 7.Tasrif 8.Tadmin 9. Mubalağa 10. Husnü’l-BeyanBâkillânî kelamın on üsluptan biriyle dile getirilmesinin belagat örne-ği olduğunu ifade etmekte, Kur’ân’ın bunu en iyi şekilde ortaya koyduğunu söylemektedir. Bu üslubun Kur’ân’ın geneline hâkim olduğunu, dolayısıyla belagatin hep üst seviyede yansıtılmış olmasının ancak ilahi kelamda bulu-nabilen bir özellik olduğunu vurgulamaktadır.