19 Eylül 2020 Cumartesi

وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ قربيات الاهي

 

“Ne öğrendiysem secdede öğrendim” diyen İbni Sina bu sözünü şöyle açıyor: “İlim tahsil ederken çözemediğim meseleleri çözmek ve anlamakta zorlandığım bahisleri anlamak için geceleri mescide gider Allah’a secde edip dua ederdim.”  

Sözlükte secde; “eğilmek, boyun eğmek, tevazu ile alnı yere koymak” anlamına gelir. Kendimizi Rabbimize yakın hissettiğimiz secde, aynı zamanda sağlık demektir. Doğu sporlarında yaygın bir egzersiz şeklidir ve ismine alabama (çocuk duruşu) denilir.

Secde, kendimizi stres altında hissettiğimiz anlarda, dost bir mercie bağlanma duygusu sayesinde sakinleşmemizi ve desteklendiğimizi hissetmemizi sağlar. Secde ile üzerimizdeki olumsuz enerjinin bedenimizi terk ettiğini adeta toprağa geçtiğini hissederiz.

Secde eyleminde göz ve iç kulaktaki denge organları yani semilunar halkalar, beyincik, beyin ve bunlarla ilgili tüm hatlar ve bağlantılar, koordineli şekilde devreye girer. Bu pozisyonda beyne maksimum seviyede kan pompalanır.

Secde halinde beyin kalp seviyesinden bir karış aşağıda olduğu için kan beynimize doluşur; böylelikle beynin oksijenlenmesi ve beslenmesi artar. Bu da demans (bunama), beyin kanaması ve tansiyon düşüklüğü rahatsızlıklarına karşı bizi korur.

 Secde kanserden de koruyucudur

Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan Ulusal Işın Teknolojisi Merkezi’nde yapılan bilimsel bir araştırma, secde etmenin insanı kanserden koruduğunu ortaya çıkardı. Araştırmayla ayrıca secdenin hamile kadınlar için de oldukça yararlı olduğu ve ceninin şekil bozukluğuna uğramasını engellediği, bunun yanında yine birçok bedensel ve psikolojik hastalıklara iyi geldiği tespit edildi.

Işın Teknolojisi Merkezi Bölümü Başkanı Biyoloji Profesörü Muhammed Ziyaeddin Hamit, insanların her yönden elektromanyetik dalgalara maruz kaldığını ve bu sebeple daha fazla ışın aldığını belirterek, vücutta biriken bu yükün mutlaka dışarı atılması gerektiğini bildirdi. Araştırma sonucu vücutta biriken elektromanyetik yükün Allah’a secde ile dışarı boşaltıldığının belirlendiğini dile getiren Mısırlı bilim adamı, bilimsel araştırmaların insan boyunun küçüldükçe elektromanyetik dalgalara uğrama oranın daha da azaldığını gösterdiğini söyledi.

İnsanın secde halindeyken elektromanyetik dalgalara daha az maruz kaldığını ve alnın yere değmesiyle vücuttaki elektromanyetik yükün dışarıya boşaltıldığını tespit ettiğini kaydeden Prof. Ziyaeddin, secde halinde olan bir insanın yedi organının yerle temas etmesinin boşaltımı hızlandırdığını ve bunun yorgunluk ve bazı hastalıklara iyi geldiğini ifade etti.

Araştırmaların, elektrik yükünün vücuttan sağlıklı bir şekilde atılması için secde ânında kıbleye dönmek gerektiğini gösterdiğini bildiren Ziyaeddin, Kâbe’nin yeryüzünün merkezi olduğunu ve yeryüzünün merkezine yönelmenin vücuttaki elektrik yükünü dışarı atmak için en uygun pozisyon olduğunu söyledi.

Beş vakit namazın vücuttaki elektrik yükünün dışarı atılması için yeterli olduğunu belirten Mısırlı bilim adamı, uyku esnasında vücutta oluşan unsurların sabah namazıyla dışarı atıldığını ve insanın güne sağlıklı ve canlı bir şekilde başladığını kaydetti. Öğle, ikindi ve akşam namazlarının günün yoğunluğunu ve stresini azalttığını ve insana psikolojik bir rahatlama sağladığını söyleyen Prof. Ziyaeddin, yatsı namazıyla gün boyu vücutta oluşan yükün geri kalanının dışarı atıldığını ve insanın rahat bir şekilde uykuya dalmasının sağlandığını belirti.

Kulun, Rabbine en yakın olduğu an

İslâmiyet’te sadece Allah’a secde edilir. “Eğilmek, boyun eğmek, tevazu ile alnı yere koymak” anlamına gelen secde için Peygamber Efendimiz, “Kulun, Rabbine en yakın olduğu an secdeye varmış olduğu andır; secdede duayı çokça yapın” buyurmaktadır.

Secde insana kul olduğunu hatırlatıyor. Allah’ın huzurunda ne kadar küçük olduğunu hissettiriyor. Küstahlık yapmaması, isyankâr olmaması ve kendini başkalarından daha üstün görmemesi gerektiğini de hatırlatıyor. Yani secde insana sağlık kazandırırken aynı zamanda haddini de bildiriyor.

Ancak secdenin insanı halife-i arz makamına yükselten şu anlamı var ki, sözümüzü onunla bitirelim: Atomdan galaksiye, canlı cansız her şeyiyle belli görevlerde çalışan, başıboşluk olmayan bu âlemde, her şeyin Allah’a itaat ettiği, dolayısıyla O’na ibadet ettiğini gören insan, Rabbinin azameti ve hâkimiyeti karşısında itaatini, sanatı karşısında takdirini, rahmeti karşısında şükrünü secdesiyle ifade ediyor.